Öncelikle 'Kim ki bu?' diyenler için kendimi tanıtan, kısa tutmak istediğim bir yazıyla başlamak istedim..Önemsemeyenler için fazla anlam ifade etmez ama buraya bi' amaç uğruna girenlerin, beni bir-iki cümlemle değil de, adam gibi tanımak isteyenlere bu yazı, her ne kadar olduğunu düşünmesem de..Hadi rasgele..
Bu âleme, Football Manager âlemine girişim ile başlayayım..Benim için de hatırlaması zor olacak ama..Football Manager 2005 dönemleri..İnsanın başına ne gelirse meraktan..Aldım, oynadım, girdim şu âlemin içine, çıkamadım..Daha yeni alışmaya başlamıştım oyuna, hatırlarım, Samsunspor'la iyi gittiğim dönemlerdi, 2006 duyuruldu. Çaresiz, 2006'ya başladım. FM serisinde ilk grafik yaptığım oyun 2006'ydı. Aslında en iyi kariyerim de 2006'daydı. İtalya Milli Takım'ın başında, yeni yeni yetenekler katardım A takıma, Pazzini ile ilk orada tanışmıştım. 21A ile önüme gelene 6-7 atardım, 'Pazzini Show' olurdu. Derken yavaş yavaş kapmaya başladım Face Pack işini. İlk paketim de, hiç aklımdan çıkmaz, Yalovaspor içindi. Tabi ki de tutması için yapmamıştım o paketi, ama insan 'Bunu ben yaptım, oyuna ben kattım, şimdi başkalarının oyununda da benim paketim olacak' diye düşününce, bu iş daha fazla anlamlar ifade ediyor, gurur okşuyor..Zamanla bu işte daha da ileri gittim, Bundesliga ile ilk lig paketimi yayınladım. Ama paket 2007'nin beklentisinin olduğu dönemlere denk gelince, beklenen ilgiyi görmedi tabi. En aktif olduğum yazdı 2006 yazı, 'zionnais' ismiyle gün geçtikçe gelişiyordum. 2007'de daha başarılı çalışmalar yayınlamaya başladım. Ama ilginçtir, 2006 çalışmalarımda da kalite üst düzeydi, şimdi dönüp bakıp 'Aferin bana' diyebiliyorum. Neticesinde, 2007'de kaliteli forma paketleri yapmaya da start verdim. Bir yüz paketi sırasında, belki bunu okuyanlardan hatırlayanlar olacaktır, ismimin 'zionnais' yerine Ado77 olmasını talep ettim. Ve o dakikadan sonra Ado77 olarak kaldım.
Gelelim M-Style'a..Aklımda yurtdışı bir template'i Türkiye'ye uyarlamak vardı. Tam da bu sıralarda M-Style Template yayınlandı. Aslında öyle ahım şahım bir stil değildi, beğeneni de vardı beğenmeyeni de. Ama bu paketin altında imzam olması benim için asıl gerekendi. Ve bu paketle birkaç siteden teklifler aldım, neticesinde 'Grafiker' mertebesine eriştim..
Biraz da gerçek hayattan konuşalım..Daha doğrusu ben anlatayım, Kategori olarak anlatmak var aklımda..
Müzik..
Tarz olarak Pop-Punk dinlerim.."Pop-punk da ne karın ağrısı? Ne esprisi var ki?" diyenler için, hemen neden bu tarzı seçtiğimi açıklayayım; zaman zaman slow, zaman zaman coşkulu-rock müzik isteyen bir yapıdayım, sert müziklerden bir yerden sonra haz etmiyorum. Sonuçta, bu isteğe en iyi cevap veren tarz da bu.."Kim var ki Pop-Punk'çı?" diye soranlara da, ülkemizden net bir cevap veremem ama, burada da yeteri kadar üne sahip olan Panic! at the disco'yu önerebilirim. Ayrıca +44, Sum41 gibi gruplar var. Herşeyin yanında, şahsen uzun süredir tutkunu olduğum Yellowcard'ı da unutmayalım. Dediğim gibi, slow-sert karışımı bir albüm isteyenler için birebir..Son olarak da "Pop dinleyen Punkçı mı olur?" diye soranları da cevapsız bırakıyorum..
Kitap..
Hangi 'Manager' düzenli kitap okur ki? Öncelikle, kitap okumak için, ödev olmadıkça boş bir vakit olması lâzım..Ve açıkçası, bu boş vaktini kariyer veya benzerlerindense kitaba ayıran bir FM'ci tanımıyorum.. 'Asla' diyorum..
Taraftarlık, Futbol..
Yalovaspor bayrakları arasında büyüdüm. Terimleri, frikik'in anlamını Yalova Atatürk'te öğrendim. Aslında Yalova'da futbola büyük önem verilir. Ama 'Yalovaspor' ismi sadece voleybolda duyulmuştur, bir de Oktay'ın transferinde.. Bilmeyenler olabilir, 3.Lig ekibi. Geçtiğimiz sezon, aslında uzun süredir beklenen futbolun oynandığı, Oktay'lı Ekrem'li kadro ile ilginç bir şekilde küme düştük. Yanlış anlaşılmasın, kendi şehrimin takımı olduğu için savunmuyorum. Bir örnek vereyim, 2.Lig B Kategorisi'nin en tanınmış ekibi, şüphesiz transferleriyle Şekerspor'du. Nuri Çolak, Ahmet Dursun, Sergen Yalçın, Tamer Tuna, Ahmet Yıldırım ve diğerleri..Bu isimlerden çoğu, bir ara kadro dışı bırakıldı. Ne zaman mı? Yalova'da farklı biten Şekerspor karşılaşması sonrası..Harika bir oyun oynamıştı o zaman Yalova, ne Sergen ne de Ahmet Dursun çare olamamıştı Şekerspor'a. Gelin görün ki, şimdine hallerde Yalovaspor..
Yalovaspor adı Oktay'ın transferiyle duyuldu geçen sezon. Aslında, ilk duyduğumda ben de inanmamıştım bu transfere. "Oktay Oktay diyorsun, Oktay hangi Oktay?" mı, Oktay Derelioğlu..Milli formayla attığı gol 'Milenyum'un Golü' ilan edilen; fakat sonradan yaşadığı olaylar ve neticesinde eşinin vefatından sonra tam anlamıyla çöken Oktay..10 numaraydı, kaptandı, güvenceydi, herşeydi. Beklentiler gerçekten çok fazlaydı. Ama o da bilinceydi bu işin, çıktığı ilk maçta, "Oktay Derelioğlu gelmiş, gel bi' gidip görelim" diyen herkes tribündeydi. Gol mü? Attı. Akıllarda en çok kalanı, çektiği voleydi, üst direkte kalmıştı, 70'lik dedeyi zıplatan pozisyondu.. Formda katılmıştı takıma, alışmış görünüyordu. Tabi tek Oktay'la olacak iş değil, ama her oyuncu iyiydi. Giydiği klasik pembe formasıyla 'Pembe Panter' Bora dışında tabi :)
Neticede, Oktay'ın kiralık süreci doldu. 3.Lig'e düşen bir takımda oynamak da piyasası olan bir oyuncu için gereksiz bir risktir, O da bu riske girmedi tabi ki. Takımın genç kaptanı, -tabir-î caîzse- tribünden, aramızdan çıkan Samet (Albayrak), Karşıyaka ile anlaştı. Geçtiğimiz günlerde dolaylı yollarla görüştüm Samet abi ile, 'Gelir misin?' dense düşünmeden gelirmiş, nedeni orada mutsuz olması vs değil, her ne kadar oradaki durumunu bilmesem de, Yalovaspor'un zor zamanlarında yanında olmak istiyor Samet.."Zor zamanları?" mı, olağanüstü kongreye yaklaştığımızı ekleyeyim :)
Fazla konuştum Yalovaspor'la ilgili, farkındayım. Benim tanıtım yazımda Yalovaspor'un ne işi var ben de anlayamadım, daldık gittik..Sonuç itibariyle, Yalovaspor'un yanında ne yazık ki bir İstanbul büyüğü tutmak zorunlu olduğu için, fanatik Fenerbahçeliyim. 'Opposta Fazione' yanım da var tabi, Roma taraftarıyım. Her ne kadar De Rossi'yi, R. F. Taddei'yi, Perrotta'yı izlemekten ayrı zevk alsam da, Totti tutkunuyum. Ve bunun yanında, hayatıma FIFA 2006 World Cup'la giren, Togo'ya sempatimdeki büyük etken 'Sheyi' Adebayor..Unutmadan! Yalovaspor'dan o kadar bahsetmişken, Gökhan Gönül'ü de ekleyeyim..Mehmet Okur, Hamza Yerlikaya, İbrahim Kutluay ve diğerleri gibi, Gökhan Gönül de hemşehrimdir..
Online Oyunlar & Network..
Online oyun deyince, aklıma hemen 'Ultima Online' gelir; beni benden alırdı UO..Onun yanında, ManagerZone deliliğine kapılan bir gençtim. Sabahın kaçında olduğunu bilmediğim, daha doğrusu gözümün daha o denli açık olup saate bakamadığım zamanlarda, "Şu adamı alamazsam olmaz, almalıyım" diye ManagerZone'un başına geçtiğimi hatırlarım. Uğurlu şarkılarımdan açar, son gücümle gözümün kapanmasını engellerdim. Son saniye transferleri de cabası..Ultima Online'dan daha da beterdi o günler..
Network deyince, çoğu kişinin aklına 'Online FM' gelir. Aslında 'Online FM' i turnuva ve ortak kariyer dışında genellikle yapmam, gerek duymam. FIFA'ya gelirsek, cafe'lere sadece FIFA yapmak için gittiğim olur, yani Online FIFA..Yalnız kaldığım süreçlerde de yeni taktikler bulur, yeni oyun tarzları keşfetmeye çalışırım. Aklımda hep çalım vardır, engel olamam işte. Tekliflere açığım bu arada :)
Şimdilik bu kadar yeter diyelim, zaten anlatılacak fazla birşey de kalmadı. Tanıtım yazısı amacıyla başladığım bir yazıydı ama, tek taraflı sohbet gibi oldu :) Birşeye daha değinmek isterim, Yalova'da yaşadığım şu yazının tamamını okuyanlar, daha doğrusu futbol kısmını okuyanlar tarafından isteksizce ezberlenmiştir. "Madem grafikersin, bir de başa büyük marifet gibi parmakla gösterilir filan yazmışsın, bi' soru sorsam?" diyenlere sözüm, müsait olduğum her zaman yardımcı oluyorum. Ayrıca; "gelin, misafirim olun" sözü de Türk misafirperverliğine en çok yakışan sözdür. Ben de bu sözü tekrarlıyorum tabi..Sohbete açığım, tanışmak isteyenler, bu yazıyla yetinmeyenler, bu yazıdan Yalovaspor dışında birşey anlamayanları beklerim..Tabi bu son cümle, sanki bir mekan tanıtımı yaparmışım gibi oldu ama mazur görün. Verdiğim geçici rahatsızlıktan dolayı özür dilerim, kalıcısına da Allah yardımcı olsun..Kalın selametle..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder